Verse 1: 13. Cephe
Mevsim Ağustos sakallarımda kar tanesi
Tutunduğum kıyametin yok bir hâl çaresi
Ufkumu vurduğundan beridir karanlığım ben
Ruhuma saplandı tebessümünün her paresi
Yıpratıyor mu mizacını bu bitmeyecek tantana?
Ne kadar hüküm sürer yalnızlığındaki saltanat?
Varoş şiirler yazdığım kaleme seni düşletip
Bir ihtimal daha iliştirsem gizlice çantana
Gece yarıları karartın perdelerimde belirdi
Atilla İlhan misali yokluğunda delirdim
Oysaki olur da ellerin üşümüştür diye
Sana gelirken hep ellerim ceplerimde gelirdim
İki özgür deliydik, bak aklımız seğirdi
“Olacağına varmaz” deyip oldurmaya inandık
Kaybetmek ne senin, ne benim harcım değildi
Çocuklar gibi sevip, devler gibi yandık
Hoşçakal çamur, hoşçakal günah
Hoşçakal samanyolunun son pirayesi
Hoşçakal yağmur, hoşçakal semah
Hoşçakal ömrümün sızlayan kinayesi
Türküm’ün nefesi, öykümün cenazesi
Sonbaharın kursağımdaki acı telvesi
Durdursalar kalbimi, kesilmez sesim
Ben bu savaşın harcanacak tek piyadesi
Nakarat x2: 13. Cephe
Dizimde yük tepemde yorgun kar
Aşkın ne hükmü ne de kanunu var
İzbemdeyim yanımda bir sonbahar
Bir yağmur var, bir yağmur var
Verse 2: Azap HG
Hayat defterine ağır geldi verdiğim vefa
Benim çektiğim veba mı? Yoksa ettiğin veda mı?
Bu da içimde susan seslerin devamı ulan!
Kestiniz selamı etmem hakkımı helal
Utanma duyarlar, isyan etme duyan var
Her gün aynı çıkmazlara tekrardan uyanmak
Sayfalara bulanmak, hem de ne yaptığını bilemezken
Her yerden sildim seni gözyaşını silemezken
Onlar bilemezler anlatamam dile gelmez
Kafayı yiyeceğim bu odadan başka bi’ yere gizemezsem
Üstüne sinemezsem şarkılar ussar
Hoşçakal dışında her ne istersen dile benden
Benim tek hayalimdin, konuşsun bilenler
Bu saatten sonra neyi değiştirir direnmem?
Ateş yandı çoktan üstümüze sinen dert
Kimliksiz bir akşam, mavi kırmızı sirenler
Nakarat x4: 13. Cephe
Dizimde yük tepemde yorgun kar
Aşkın ne hükmü ne de kanunu var
İzbemdeyim yanımda bir sonbahar
Bir yağmur var, bir yağmur var